Manga (Japonca: 漫画), Japonların çizgi roman için kullandıkları sözcüktür. Manga kelimesinin bilinen ilk kullanımı 1770'li yıllara dayanmaktadır. 19. yüzyıl boyunca kelime özel olarak, üzerinde karikatürler bulunan ağaç bloklarını, özellikle de Hokusai Katsushika'nın 1819'da yayınlanmış olan ve öğrencilerinin kullanması için kendisinin çizdiği taslak, çizim ve karikatürlerini adlandırmakta kullanılmıştır. Hokusai çizdiği taslakları iki Çince karakterin "漫 man" (kaygısız, ilgisiz) ve "画 ga" (resim) birleşiminden oluşan “manga” kelimesiyle tanımlamıştır. Japonya din ve kültür anlamında büyük ölçüde Çin’den etkilenmiştir. Özellikle 6. ve 7. yüzyıllarda yeni ve güçlü bir din olarak Budizm’in Japonya’da benimsenmesiyle birlikte, Budist tapınaklarının yapımını ve duvar resimlemelerini de beraberinde getirmiştir. Nara şehri bölgesinde bulunan Toshodoiji ve Horyuiji tapınaklarının duvarlarına ve tavanın arkasına İnsanları ve hayvanları konu alan çok çeşitli karikatürler yapılmıştır.
Japonya’nın bilinen ve tarihi kayıtlara geçmiş ilk karikatürler, 12. yüzyılın başlarında, Toba adında bir Budist rahip tarafından çizilen Chojugiga (Hayvan Yazıları)dır. Öyküsel ve resimli bu çalışmalar Japonların kendi mizah anlayışlarını da ekledikleri Çin sanatından köklerini almıştır. Chojugiga gibi resimli yazıların, Japon öyküsel çizgi roman sanatının hayatta kalan en eski örnekleri arasında olduğu kabul edilmektedir. Resimler ve yazılar günümüz çizgi romanlarındaki gibi sayfaların ya da çizimlerin çerçevelere bölünerek kullanılmasa da, bir sürekliliği sağlayacak şekilde, uzun bantlar halinde resimlenmiştir. Bütün kültürlerdeki ilk sanat türlerinde olduğu gibi, birçok erken dönem Japon resimli öyküsü de dini temalar içermektedir. Fakat konuların ciddiyeti sanatçıların mizahi yaklaşımını etkilememiştir. 1192-1333 yılları arasında süren Kamakura dönemi sırasında yaşanan savaşın tüm ülkede en yoğun olduğu zamanlarda resimler, Budist inancın altı dünyası olan cennet, insanlar, dev tanrılar, hayvanlar, aç hayaletler ve cehennemi betimlemek için yapılmıştır. Görüntüleri deforme edilen şeytanların insanları korkutması, karnı aç yaratıkların cesetleri ve pislikleri yemesi, hastalıkların ve deliliğin ölümlülerin evlerine girmesi, garip ve sakat insanlarla çok korkunç bir dünya tasvir edilmiş ama sanatçılar bunları mizahi karikatürler gibi çizmişlerdir. Edo Dönemi'ndeki tahta blok basımıyla, dünyanın bilinen ilk “çizgi roman kitapları” basılmıştır. İlk dönem dini resimlerde olduğu gibi ardışık panelleri ve sözcük balonlarını içermeyen, fakat yirmi sayfalık ipli cilt veya akordeon katlama tarzıyla bağlanmış bu kitapların yapımı ve çoğaltılması ilerleyen yıllar boyunca geliştirilmiş ve halk tarafından çok sevilmiştir. Bu örneklerden en ünlüleri 1702 yılında “Hayvan Yazıları”nın devamı niteliğinde bir eser ortaya koyan Shumboku Ooka’nın Toba Resimleridir (Toba-e). Tek renk basılan ve kitapçık haline getirilen Toba-e’lerden binlerce basılmıştır. İçindeki tek renk çizimleri renklendiren okuyucular tarafından çok tutulmuştur.
Manga çiziminde surat 1853 yılında Amiral Perry tarafından yönetilen Amerika Birleşik Devletleri Donanması kendi kabuğuna çekilmiş olan Japonya’yı Batı ile ekonomik ilişkiler kurması için zorlamıştır. Elli yıl içerisinde feodal bir krallıktan çağdaş ve batılı bir topluma dönüşmeye başlayan Japonya’da sanat da dahil olmak üzere yaşamın bütün dallarında bir devrim yaşanır. Frederic Schodt bu durumu şöyle ifade etmektedir: “Japonyadaki toplumsal düzen ve teknoloji, karışıklıklarla ve çelişkilerle beraber geldi. İki kılıçlı eski Samuraylar palto ve melon şapka giymiş bir şekilde caddelerde dolaşmaya, eskinin vejetaryenleri de biftek yemenin yüceliklerini övmeye başlamıştı. Japonya’da binalara girerken ayakkabıları çıkarma geleneğine sadık kalan Japonlar bu kez ilk trenlerine binerken de garda ayakkabılarını çıkarmışlar ve gidecekleri yere vardıklarında ayakkabıları olmadığını görünce şoke olmuşlardı.” Japonya’da, Avrupa tarzı çizgi romanlar İngiliz Charles Wirgman (1835-1891) ve Fransız George Bigot (1860-1927) tarafından tanıtılmıştır. Japonya’da “Wakuman” olarak anılan Wirgman, “Resimli Londra Gazetesi” için 1857 yılında Japonya’ya muhabir olarak gönderilmiştir. Bu ülkede bir evlilik yapan ve yaşamı boyunca Japonya’da kalan Wirgman kendini yetiştirmiş yetenekli bir sanatçı olarak tanınmıştır. Çağdaşlık bağlamında önemli değişimlerin yaşandığı Japonya’da karikatür ve çizgi roman sanatının en önemli dönüm noktalarından biri olarak nitelendirilen bir ilk gerçekleştirilmiş, İngiltere’de “British Punch” olarak bilinen derginin “Japan Punch” uyarlaması Charles Wirgman tarafından yayınlanmıştır. Gülmece içerikli “Japan Punch” dergisi Yokohama’da yaşayan yabancı topluluk için hazırlanmış, fakat daha sonra Japonlar için yeni bir mizah ve tarz sahibi olan bu dergi Japonca’ya çevrilerek basılmaya başlanmıştır. Japan Punch, içerik olarak yabancı topluluğun dışındaki yaşantıyla fazla ilgilenmemiş, tipik İngiliz davranış biçimlerini resimlemiştir. Zamanla Japon toplumunun yaşantısıyla ilgilenmeye başlayan Wirgman, Japon toplumunun modern hayata uyum sağlama sürecini eğlenceli fakat küçük düşürmeyen bir yaklaşımla çizmiştir. Japonlar için çizgi roman konusunda önem taşıyan ikinci isim Fransız George Bigot’dur. Bigot’nun Japon geleneksel hayatına bağlı olarak yaşadığı, örneğin kimono ve sandalet giydiği ve bir geyşayla evli olduğu bilinmektedir. 1887’de Japon toplumunu eleştiren karikatürler çizdiği dergisini yayın hayatına geçirmiştir. 1900’lerin başında Amerikan gazetelerinde yaygınlaşmaya başlayan çizgi bantların ve çizgi roman parçalarının etkisinde kalan japon çizerlerden biri olan Kitazawa, ilk sürekli karakterli Japon çizgi roman dizisini yaratmıştır. ”Togosaku to Mokube no Tokyo Kembutsi” adındaki çizgi roman parçaları Birleşik Devletler’deki benzerlerini örnek alan renkli pazar eki “Jiji Manga” dergisinde yayınlanmıştır. 1920’lerde Japonya’da siyasi ve toplumsal düşünce tarzlarında özgürleşmenin günlük yaşama taşındığı görülür. Amerikan etkisi, müzikten modaya ve dekorasyona kadar güncel olan her şeyde kendisini göstermeye başlamıştır. Bu dönemde çizgi roman sanatçıları, yozlaşma eğiliminde olan toplumu resmetmişlerdir. Japonya’nın modern yaşama geçme çabası beraberinde ekonomik ve toplumsal bunalımları getirmiştir. Bu dönemde birçok entellektüel sanatçı, işçi sınıfı için propaganda amaçlı karikatür ve çizgi roman üretiminde bulunmaları için seçilmişlerdir. 1917’deki Rus Devrimi’nin başarısı Japonya’da benimsenmeye başlandığında, 1920 ve 30’lu yıllarda Japonya’da kurum karşıtı bir sanatçı olmak Marksist olmak anlamına gelmiş ve yetişkinler için hazırlanan kısa politik çizgi bantlar oldukça güncel olmuştur. Yeni bir güncel kültür ve çalışanlar sınıfı oluşmuş, feminist hareketler başlamış ve ekonomik eşitsizlik, politik adaletsizlik gibi sorunlar eleştirilerin hedef noktası olmuştur. Sol görüşlü sanatçılar tarafından Japon Manga Sanatçıları Federasyonu (Nihon Mangaka Renmei) gibi bazı bağımsız manga federasyonları kurulmuştur. “Musansha Shimbun” (Proleter Haberleri) ve “Senki” gibi dergiler düzenli olarak “Japonya Proleter Sanat Takımı” gibi sol gruptaki sanatçıların radikal görüşlü eserlerine yer vermiştir. Son yıllarda görsel pop kültürün geleceğiyle ilgilenen herkesin dikkatini çeken japon çizgi romanları, Japon kültürüyle ve Japonya'nın 2. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşadığı zor koşullu dönemle iç içe geçmiş durumdadır. Bu dönemde Japon çizgi romanı bir tür evrim geçirmiş ve çok farklı türler ortaya çıkmıştır. Japonya'da savaş sonrası tüm ülkeye egemen olan ağır hayat şartları, ekonomik güçlükler ve kağıt sıkıntısı nedeniyle yayınevlerinin okuyucularına ulaşabilmek için kiralık manga uygulamasını başlamasına sebep olmuştur. "1950'lerin ortasında manga kiralayan dükkanların (kashihonya) sayısı hızlı bir artış gösterdi ve otuz bin dükkana ulaştı. İsteyenler on Yen karşılığında istedikleri bir kitap veya dergiyi iki günlüğüne kiralayabilmekteydiler. Shadow (Kage) (Gölge) ve Street (Machi) (Sokak) zamanın en büyük iki kiralık ‘manga’ dergisi oldular. 1956-59 yılları arasındaki kiralık ‘manga’ların her biri ayda yaklaşık yüz altmış bin genç erkek tarafından okunmaktaydı." Günümüzde, Japon çizgi romanlarının en bilinen şekli öykülü çizgi romanlardır. İlk defa çizgi roman dergilerinde seri halde yayınlanmış daha sonra da kitap haline getirilmişlerdir. Hepsinin tamamı binlerce sayfa uzunluğuna erişmektedir. Birçok Japon çizgi romanının ilk defa görüldüğü çizgi roman dergileri birbirinden ayrı türler olarak, genç erkekler, genç kızlar, yetişkin erkek ve kadınlar için hazırlanmıştır. Ancak günümüzde hepsi, giderek artan değişik kültürlerdeki okuyucu kitleleri tarafından okunmaktadır. Amerikan çizgi romanlarıyla aralarında çok az benzerlik vardır. Mangaların en büyük farkları, çok sayıda sayfaya sahip olmalarıdır. Amerikan çizgi romanları genellikle 30-50 sayfa kadar basılırken, Japonya’da haftalık bir çizgi roman dergisi yaklaşık 400 sayfa olarak basılmaktadır. Japon kitap piyasasının % 30'unu kapsayan Manga endüstrisi ayrıca önemli bir ekonomi faktörü olmuştur. İstatistiklere göre her Japon yılda on beş Manga almaktadır. Bu da ekonomiye yılda iki yüz elli milyar Yen (otuz bir milyar YTL) gibi büyük bir katkı yapmaktadır.
Ayrıca ülkemizde de artık manga okunma sayısı artmıştır. Bir çok anime/manga sitesi İngilizce, Fransızca ve Japonca'dan, Türkçe'mize çeviriler sunmaya başlamıştır.